20110111

Kanatta Kalan Son Birkaç Telek...


"Anka Kuşu Süzülüşü"nün sebebi... dünü, bugünü ve yarını....


Telek, uçan bir varlık olarak kuşun,
  • Örtünmek,
  • Uçabilmek,
  • Manevra yapabilmek,
fonksiyonlarına sahip olabilmesini sağlayan kalın eksenli tüydür.

Bir kuşta,
  • Gövde teleği,
  • Kanat teleği,
  • Kuyruk teleği,
çeşitleri ve türlü renkleri mevcuttur.


Havacılık endüstrisi içinde 1970’li yılların sonundan itibaren yer almaya başladım, her bir günümde değer yaratmaya ve değer yaratarak değer oluşturmaya gayret ettim.

Meslek hayatımda, sahip olduğum her bilgi kırıntısı, deneyim ve anı benim için telek oldu; atmosferde süzülen Anka Kuşu’nun telekleri gibi görev yaptı. Düşünülmesi ve gerçekleştirilmesi sürecinde pay ve emek sahibi olduğum pekçok ilk ve her bir değer benim de özgüvenimi ve mücadele gücümü artırdı

"Anka Kuşu Süzülüşü" olarak tanımladığım bu süreçte, farklı çeşit ve renklere sahip "kanat telekleri"m, hücum ve firar kenarları arasındaki deneyimlemelerim ve bunların etkileri ile oluşan ardıllarına yönelik kayıtlarıma1 yer vereceğim yayın, bir hayat ürünü olacaktı. [Gövde ve kuyruk teleklerim için kararımı henüz ver(e)medim.]

Teknolojinin değişimi ve yaşam koşullarının değişimi bu planın uygulanmasını biraz öne çekti; benim için çok özel bir anlam taşıyan 2011 yılını bu eylemin başlangıcı yaptı, paylaşarak bu anıların vereceği heyecan ve coşkunun artırılmasına olanak sağladı...

Keyfini çıkaralım!..

Can EREL
www.canerel.com.tr


Hayatın bana sunduğu ayrıcalık olarak kabul ettiğim öğrendiklerim, deneyimlerim ve yaşadıklarımı kayıt altına almak, belgelerini arşivlemek Sevgili Anne'min öğretisi idi; devam ettirdim. Kazancını yaşadıkça daha iyi anladığım bu eylemi zaman içinde kişisel hacmin dışına çıkararak ailemi ve görev aldığım kuruluşları da kapsayacak tarzda geliştirdim. Bu kayıtları aktarabildiklerimin birkaç adım önde başlayayıp gelişimlerini de daha hızlı sağlayabileceklerinden emindim; öyle de oldu. Zaten yaşam da paylaşıldığında çoğalıyor ve değerini artırmıyor mu? 



_______
Dip Not: Oto-devrim ve ‘öz-kendimiz’ 

“Gelecek, en mobil, en esnek, en süratli ve (meslekî, coğrafî, siyasî açıdan) doğru bildikleri konusunda en az katı davrananlara ait olacak.
Jacques Attali


Oto-devrim ve ‘öz-kendimiz’ 

Jacques Attali, L’Express’te yayımlanan 11 Ağustos 2010 tarihli yazısında, yarının bugünden çok daha zor olacağını, bireylerin çok daha çetin bir dünyada ayakta kalmaya çalışacaklarını söylerken diyor ki:
Gelecek, en mobil, en esnek, en süratli ve (meslekî, coğrafî, siyasî açıdan) doğru bildikleri konusunda en az katı davrananlara ait olacak.  
Yerleşik (göçmenin tersi anlamında yerleşik) ülkemizde (Fransa’dan bahsediyor) çok az insan bedenen ve zihnen böyle bir mobiliteye hazır.  
Böyle bir değişime nasıl hazırlanacağını düşünmek bile zihinsel ve lojistik mutasyon gerektiriyor.
* Kaç kişi, mecbur kalmadan, başka bir kente göçmeye, iş değiştirmeye gerçekten hazır? 
* Kaç kişi, farlı çareler üretmek için, sorunların önüne geçmeye gerçekten hazır?
* Kaç kişi, kendisi ve sevdikleri için, kalan yıllarını en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğini gerçekten düşündü? 
* Kaç kişi yaklaşmakta olan ‘hareketlilik diktatörlüğü’nün gerçekten farkında? 
* Kaç kişi, antenleri başkalarından gelen tehditlere açık, verebileceğinin en iyisini verecek şekilde, uyanık ve mobil olmaya gerçekten hazırlanıyor? 
* Kaç kişi gerçekten kendi olmayı, yani başkalarının onun için karar verdiği değil ‘hakiki kendisi’ olmayı gerçekten istiyor?..”
Fransız aydınları İngiliz-Amerikan aydınlarından farklıdır. Her an aydın olduklarını bize hissettirmek isterler. 

Ukaladırlar, bilgiçlik taslarlar.

Hani bir fizolofun “herkesin anladığı bir filozof bitmiş bir filozoftur” dediği gibi, Fransız aydınları da “okuyanlar beni anlayıverir” diye korkarlar ve anlaşılmamak için ellerinden geleni yaparlar.

Jacques Attali gerçek bir aydındır, ama böyle değildir. Halka ulaşmak ister.

Hani bir fıkra vardır, adam arkadaşına “Benim kızım da o.. oldu ama, ben senin kadar güzel anlatamıyorum” demiş. 

Ben de Attali gibi düşünüyorum ama, onun kadar güzel anlatamıyorum.

                                                   
Yukarıda sorulanları bir tekrarlayalım:
  1. Mecbur kalmadan başka bir kente göçmeye, işinizi değiştirmeye; daha iyi, yahut istediğiniz gibi yaşamak için güvenliğin verdiği konfordan fedakarlık edip riske girmeye; yahut istediğiniz gibi yaşamak için ‘küçülmeye’ hazır mısınız?
  2. Önünüzde kalan yılları, kendiniz ve sevdikleriniz için en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğinizi oturup düşünüyor musunuz? Yoksa kendinizi rüzgara bırakmış, ‘hayatın ve tesadüflerin sizi götürdüğü yere’ gitmekle mi yetiniyorsunuz?
  3. Hiç ‘dünya ne yöne gidiyor, ben bu değişimin neresindeyim?’ diye endişelendiğiniz oldu mu? Yoksa ‘ben doğru yerde duruyorum, başkaları yanlış yöne gidiyor’ diye kendini aldatanlardan mısınız?
  4. Kim olduğunuzu, yaptığınız işi, yaşadığınız hayatı gerçekten siz mi seçtiniz? Yani siz, gerçekten ‘kendiniz’ misiniz? Yoksa kararlarınızı başkaları mı / hayat mı / tesadüfler mi veriyor?

Peki, cevabınız hayırsa, niye ‘siz olmak için’ gerekli adımı atamadığınızı hiç düşündünüz mü?
Bunu düşünmekten bile mi korkuyorsunuz?

Serdar DEVRİM
Eylül 2010

4 yorum:

  1. Bir dostun;
    "Kapaktaki Tribal Anka Kuşu çok hoşuma gitti; kız olsaydım belime dövme olarak yaptırırdım.
    Şiirleri ilk okuduğumda da bayılmıştım. Bir kez daha okudum. Duygular direk dökülmüş, harika...
    ...
    ..daha da ötesi sizlerle aynı mavi gezegenin havasını soluyan bir “konar göçer” olarak teşekkür ederim."
    değerlendirmesi de paylaşarak bu anıların vereceği heyecan ve coşkunun beklentisini karşılamıyor mu; tek başına...

    YanıtlaSil
  2. Kanatlar...

    An Airplane That Flies like A Bird:
    http://www.flixxy.com/airplane-flies-like-a-bird.htm

    YanıtlaSil
  3. The Beauty of Pollination (Tozlaşmanın Güzelliği);
    http://www.youtube-nocookie.com/embed/xHkq1edcbk4?rel=0
    web linkindeki videoda..

    Onca estetik, güzellik ve uyum yanında "Kanat" etkisi de görülebilir..

    YanıtlaSil
  4. ‎"Ölçemediğiniz hiçbir şeyi kontrol edemez, kontrol edemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz"
    Peter DRUCKER

    YanıtlaSil