20130805

"Faros" bazen okuldur...

Koşarak gittiğin...


En başından aldığımda...

Ankara, Aydnlıkevler İlkokulu

Ankara, Aydnlıkevler Mehmet Akif Ortaokulu

Ankara, Aydnlıkevler Lisesi


İstanbul, Teknik Üniversitesi




İstanbul, Fakülte ve Yüksekokullar Askeri Öğrenci Komutanlığı


Eskişehir, Anadolu Üniversitesi



Boston - ABD, NorthEastern Universitesi



Ama bitiremiyorum bu kısmı; en yakın zamanda dönmek üzere...

Can EREL
2 Ağustos 2013

20130720

"Faros" bazen bir ayak izidir...

...hepimizi "Astronot" hissettiren.


© NASA

Türkiye Tayyareci Vecihi Hürkuş’u Gülhane Askerî Tıp Akademisi Hastanesi'nde ebediyete uğurladığı 16 Temmuz 1969 günü aya ayak basmak üzere Saturn V roketi ile Kennedy Uzay Merkezi'nden ayrılmıış Appolo 11.

Apollo 11 ekibi Neil A. Armstrong, Michael Collins ve Edwin Aldrin'den oluşuyordu…

Armstrong  ve Aldrin'i taşıyan Apollo 11 Lunar Module 20 Temmuz 1969 (20:18 UTC/GMT) günü aya insanlı ilk inişi yaptı; inişten 6 saat sonra da  Neil A. Armstrong 21 Temmuz 1969 (02:56 UTC/GMT) günü aya ilk ayak basan insan oldu…

© NASA

Isiklar icinde uyu Neil Armstrong; çocukluğumuzun rol modeli…

Hepimiz Astronottuk; hepimiz Neil!..

20 Temmuz 2013



______________________________________________
Ve o muhteşem ana ait - anlaşılması yıllar süren - bazı YANLIŞlar:

1. Armstrong'un Aydaki İlk Ayak İzi 
Bu fotoğraf, o an ekilmiş diğer pekçok fotoğraf gibi, Armstrong'a değil Aldrin'e aittir. 
Ama o fotoğraf yılarca hayallerimizi süsledi; heyecan verdi... 
Armstrong ve Aldrin o gece ay yüzeynde 2 ½ saat yürüdüler. Bu üsrede ana kamerayı Armstrong, Aldrin de görevle ilgili teknik çeki,mler için hazırlanmış kamaerayı taşıyordu; o nedenle o ana ait fotoğrafların pekçoğu Aldrin’e aittir; Armstronga değil.. 

2. Armstrong ay aracının kapısından girmeden önce son kez Ay yüzüne bakıp: "İyi şanslar Bay Gorsky!" diye mırıldandı...
Tamamı ile hayal ürünü olan ve 1995 yıllarında yayılan bir şehir efsanesi... 

Neil A. Armstrong, Ay'a ilke insan adımını attığında 39 yaşında idi; takvim 21 Temmuz 1969 tarihini gösteriyordu. Dünya soluğunu kesmiş, Apollo 11 füzesinin elektronik bağlantılarıyla onun yeryüzüne yansıyan sesini, sözlerini dinliyordu. Neil A. Armstrong, gezegenin güçsüz yerçekiminde bulutlar üstünde dans eder gibi yürüdü, NASA'nın kendisinden istediği birkaç toprak ve taş parçasını topladı, Apollo'nun merdivenlerini tırmandı, kendisini gezegenden uzaklaştıracak olan ay aracının kapısından girmeden önce son kez Ay yüzüne bakıp:
"İyi şanslar Bay Gorsky!
diye mırıldandı. 
Yeryüzündeki uzay merkezinde astronotu izleyenler, şaşırmışlardı. 
Nereden çıkmıştı bu Bay Gorsky? Neil A. Armstrong soruları yanıtsız bıraktı. 
Görevi başarıyla sona ermiş, yeryüzüne geri gelmiş, uluslararası bir kahraman, 'Ay'a ilk ayak basan' insan ilan edilmişti. Ancak, 'İyi şanslar Bay Gorsky!' tümcesi akılları kurcalıyordu hâlâ. Her kafadan bir ses çıkıyor, basın harıl harıl Bay Gorsky'nin kim olduğunu arıyor, Neil Armstrong, sessiz kalıyordu. Bazı gazeteler işi, astronotun komünist olduğunu, Rus astronotlara şans dilediğini iddia edecek kadar ileri götürdüler.  Neil Armstrong, kazandığı şöhrete ve ulusal kahraman sıfatına gölge düşürebilecek bu suçlamalara karşı bile ağzını açmadı ve Bay Gorsky'nin kim olduğunu... Florida’da 5 Temmuz 1995 günü, bu 26 yıllık soruyu unutmayan bir gazeteci konuyu yeniden gündeme getirdiğinde açıkladı; Bay Gorsky ölmüş ve bu sorunun cevabını artık verme zamanı olduğunu düşünmüştü. 
ABD'nin Ohio eyaletinde orta halli bir aileden dünyaya gelen Neil Armstrong'un çocukluğunu geçirdiği evin bitişiğinde, Bayan ve Bay Gorsky adlı komşuları vardı.  
Küçük Neil bir gün Gorsky'lerin bahçesinde oynarken, karıkocanın aralarındaki konuşmaya tanık olmuştu. Bu konuşmada, Bay Gorsky hanımından kendisine -bilimsel adıyla- 'oral seks' yapmasını istemiş, cinsel ilişkinin bu biçimiyle fazla ilgilenmediği anlaşılan Bayan Gorsky ise, kocasına dileğinin olanaksızlığını belirtmek için, gülerek: "Komuşunun küçük oğlu (Neil) Ay'da yürüdüğü zaman, dediğini yaparım!" yanıtını vermişti.  
Küçük Neil’in  'oral seksin' ne olduğunu öğrenmesi için bile yıllar geçmesi gerekti. Ama 39 yaşına gelip Ay'a ilk ayak basan astronot unvanını kazandığında, işte bu konuşmayı anımsamış ve ay aracının merdivenlerinde, Bay Gorsky'ye iyi şanslar dilemişti. 
Neil A. Armstrong'un bütün baskılara rağmen, uzayın derinliklerine yankılanan tümcesinin anlamına açıklamak için, Gorsky'lerin ölümünü bekleyecek kadar ince düşünceli bir insan ve vefalı bir komşu olduğu da açık...

Kaynakça: 

1. "Keep in mind as you put together your Neil Armstrong packages tonight…" by Charles Apple, 2012. 

2. http://www.snopes.com/quotes/mrgorsky.asp 

20130308

Faros bazen bir "Kadın"dır...

Varoluş ve yaşam coşkumuzun kaynakları olan...

...

Kadın "ana"mdır! 

Kadın "kardeş"im, "akraba"mdır!

Kadın "komşu"mdur!

Kadın "arkadaş"ım, "dost"umdur!

Kadın "öğretmen"im, "öğreten"imdir!

Kadın "sınıf arkadaşı"mdır!

Kadın "seven"im ve "sevilen"im; ""imdir!

Kadın "kız"ımdır!

Kadın "meslektaş"ım, "iş arkadaşım", "üst"üm, "ast"ımdır!

Kadın "ışık"ım, "ışık kaynağı"mdır.

Saygıdeğer ve sevgideğer, "an"ımı "anı" yapanımdır!

... 


Bugün de "Kadınlar Günü".. 

Aslında bugünün başlangıcı geçen yüzyıl başına uzuyor. Danimarka’da 1910 yılında “Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı”nda bir Alman kadın, Clara Zetkin 50+ yıl öncesinde 1857 yılında tekstil kolunda bir fabrika yangınında ölen kadın işçiler anısına o günü “Uluslararası Kadınlar Günü” olmasını öneriyor; oybirliği ile kabul ediliyor.. 

Yani aslında kadın emeği sömürüsüne karşı bir girişim.. 

Kuruluşu sonrası Birleşmiş Milletler de  "Kadınlar Günü"nü kabul eder.

...



Zamanla içerik değiştirir, değişen dünya düzeni ve değerleri işte… Neyi değiştirmedi ki?





...



Ona da yapacak bir şey yok; belli değerlerle birleştirmek lazım belki de.. Nihayetinde emek sömürüsüne karşı başlamış ama geçen zaman içinde sömürü şekline göre o da görüntü (belki de içerik) değiştirmiş. 




En anlamlı ve değerli emeğin sahibi de Kadın!.. 


"Kadınlar Günü"nüz kutlu olsun!..

İlginizi ve emeğinizi esirgemeyin bizlerden; ki hayatımız anlam kazansın, renklensin ve güzelleşsin. Ki "An"larımız "Anı" olsun..


Bir de anı…

Sunay Akın Bey ile beraberdik 25 Ekim 2009 günü özel söyleşide… İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica'ya yaptırılan ve kaide ve çevre düzeni mimar Giulio Mongeri tarafından yapılarak 8 Ağustos 1928'de açılan tamamlanan İstanbul Taksim Meydanı Cumhuriyet  Anıtı’nı anlatıyordu…

Sanai Nefise mektebinde (bugünkü adı ile Mimar Sinan Üniversitesi GSF) düzenlenen yarışma sonucu birincilikle seçilen genç mimar Sabiha Ziya (Bengütaş) hanımın diğer bir genç Hadi (Bara) beyin ile mimari  proje  ve uygulamada heykeltraş olarak görev aldığı ve bunun da ötesine geçerek eserin “bir milletin karanlıktan aydınlığa devinimi” süreci bölümüne model olarak etki ettiği Cumhuriyet Anıtı…

Cumhuriyet Anıtı'nın Batı cephesinde “Çağdaş Cumhuriyet kızı” ve Doğu cephesinde “Örtülü Osmanlı kızı” figüründeki mimar Sabiha Ziya hanım varmış..



Bilgi eksik kaldığımızı ve borçlu olduğumuzu öğrendik. 

Sunay Akın Bey, mimar Sabiha hanımın 8 Mart’larda hatırlanmadığını söylediğinde garipsemiş; hatta anıtın törenlerde çelenk koyulan yüzündeki heykelinde Atatürk’ün sağ el baş parmağının batı cephedeki aydınlık yüzü ile Sabiha Ziya’nın da gelen çiçeklerden nasibini almasını hatırlatır hareketine rağmen… bu vefasızlık ikrarı yüzümü kızartmıştı.

Bu durumu paylaşmıştım dostlarım, arkadaşlarım ve meslektaşlarımla…

Takip eden yıl 8 Mart’ta genç bir potansiyel meslektaşımdan, sevgili Gözde’den bir mesaj aldım; bu paylaşımı hatırlatarak ne yapması gerektiğini soruyordu..

Kendisine
"…anıtın projelendirme, uygulama ve eserin “bir milletin karanlıktan aydınlığa devinimi” sürecini yansıttığı bölümlerden.. çağdaş kadını simgeleyen yönüne.. bir karanfil yeter!..
..
Sunay Akın beye de durumu fotoğraflayıp "Mimar Sabiha Hanımın 8 Mart’larda hatırlanmadığını söylemişsiniz; hatırlanmıştır!.."  diyn bir mesaj yazabilirsiniz ve hatta Kadın hakları dernekleri ile de paylaşınız..”
tavsiyem olmuştu..

Gözde fotoğrafları benimle de paylaşmıştı. 

İçim rahatladı!.

Bu yıl ziyaret var mı bilemedim?..