20120503

Sürekli hayal edebiliyor ve o hayalleri gerçekleştirmeye çalışıyorsak, genç kalabiliyorsak etkilidir "Faros"lar...

Hayalin gerçekleşeceği yeni bir hayat, ışığındadır "Faros"un...

Bugün okuduğum bir yazı ile “gençlik” tanımını yeniden düşündüm; ardışık diğer bazı konuları ve anıları hatırladım… Bilgi kırıntılarım, deneyimim ve anılarımın oluşturduğu kanat teleklerime sahip Anka Kuşu süzülüşü meslek hayatımla bu konuları ilişkilendirmek istedim..

....

Okuduğum, W. E. Gladstone ve S. Ullman'ın şiirlerinden bölümler içeren "Yaşlandıkça Gençleşebilmek" başlıklı metinden alınmıştı…


Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir.

Yıllar cildi buruşturabilir ancak, heyecanların bitişiyle ruh buruşur.

İnsan kendine olan GÜVENi kadar genç, KUŞKUsu kadar yaşlı, CESARETi kadar genç, KORKUları kadar yaşlı, UMUTu kadar genç, BEZGİNliği kadar yaşlıdır.

Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.

Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler keşfettikçe, herkes gençtir.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar. İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.

Sordum kendime: “ne dersin?..”

Ve biraz daha derinleştirmek istedim düşünceyi...

....

Bu konuda;
"Hayvanlarda sizin için elbette ibretler vardır." ~Kuran-ı Kerim - Muminun suresi 21. ayet
ve
Derisini değiştirmeyi bilmeyen yılan ölür!” ~Nietzsche
gibi tespitleri de dikkate alarak, yaşamımda özel bir yeri olan, "Kartal'ın Yeniden Doğuşu" örneğini hatırladım:
Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayandır. 80 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için,
  • Pençeleri sertleştiği, esnekliğini yitirdiği ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma geldiği,
  • Gagasının uzunlaşarak göğsüne doğru kıvrıldığı,
  • Tüyleri kartlaşıp kalınlaşarak kanatlarının ağırlaştığı,
  • Uçmasısın iyice zorlaştığı,
40'lı yaşlarında ciddi ve zor bir karar vermek zorundadırlar. 
Kartal bu durumda ya ölümü seçecek ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Kartal yeniden doğuş sürecine karar verirse,  
  • Bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık belli bir süre uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasına yerleşir.  
  • Burada gagasını sert bir şekilde kayaya vurarak yerinden söker ve bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. 
  • Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. 
  • Yeni pençeleri çıkınca bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 
Kartal, yaklaşık beş ay (yüz elli gün) sonra, kendisine yirmi veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir…"
Önce, belli bir süre uçmaya gerek olmayan bir yerde, gaganın sökülmesi gerekli… Ve ardından o diğer değişimler...

Düşünülmeyeni düşünerek, uykuları kaçırarak hayal etmek ve eyleme geçmek…

Ama önce hayal etmek!.

Hayal etmek... Ve o hayali gerçekleştirecek enerji ve radikal kararla onu uygulamaya koyabilmek ve kendini adayarak çalışmak.. 

O anda yeniden aklıma geldi, bazı konferanslarda genç meslektaşlarımla paylaştığım o reklam klipleri: "Dream Rangers" ve "Hayal Edince"

Her hayalin gerçekleştirildiği/gerçekleştirileceği eylem sürecine de yeni bir hayat gibi bakabilmek... 
            ...Anka Kuşu Süzülüşü meslek hayatımın yeniden doğuş uçuşu mudur?.


Can EREL
03.05.2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder